Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ekonomide gerçekleştirilecek reform çalışmalarında sona gelindiğini açıklamış.
Reform politikalarının detaylarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mart ayının ikinci haftasında kamuoyuyla paylaşacağını belirten Bakan Elvan, “2021 yılı reformlar yılı olacak” ifadelerini kullanmış.
Pandemi sonrası uygulanan kredi genişlemesi, döviz kurlarındaki dalgalanma cari dengenin bozulmasına neden olmuş, ortaya çıkan yüzde 20 sınırına yaklaşan faiz oranları ve çift haneli enflasyon, yatırımcı, üretici ve ihracatçıyı olumsuz yönde etkilemişti.
Bu arada kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye ekonomisi için 2021 büyüme tahminini yüzde 3.5’ten yüzde 4’e yükselttiğini, ekonominin 2020 yılında yüzde 1.1 büyüyeceğini öngören kurumun 2022 büyüme tahminini ise yüzde 4’ten yüzde 5’e çıkardığını hatırlatalım. Hükümetin de büyüme hedeflerinin aşağı yukarı aynı seviyede olduğunu not edelim. Ancak Türkiye, yüksek büyüme dönemleri de dahil olmak üzere istihdam yaratabilecek bir politika izlenemediği için yıllardır istihdamsız ve kalkınmasız büyüme sorunuyla karşı karşıya kaldı.
Yüzde 12.9’a ulaşan işsizlik, yüzde 4.9’luk küresel ortalamaya kıyasla dramatik ölçüde yüksek. Büyümenin istihdam yaratmaması, istihdamsız büyüme sorununa işaret ediyor.
Büyümenin kaynakları reel sektörden ziyade dış borçlanmaya, finans sektörüne ve hizmetlere dayanıyor.
Yüzde 29.7’ye ulaşan kayıt dışı istihdam ile yüzde 27.1’e çıkan eğitimde ve istihdamda olmayan genç nüfusun gelecek dönemde bu kesimde ümitsizliğe ve sosyolojik sorunlara neden olabileceğini unutmamak gerek.
Ayrıca, fiyat istikrarının sağlanması adına döviz kurlarına yüksek artışlarda olduğu gibi yüksek düzeydeki düşüşlerde de ihracatçılarımızı koruyacak şekilde müdahale edilerek, destek mekanizmalarının harekete geçirilmesi gerekiyor.
Öngörülebilir ve istikrarlı bir kur politikasıyla birlikte üreticilerimize bu dönemde hammadde alımı için uygun kredi imkanının sağlanması ve hammaddede ek gümrük vergilerinin askıya alınması dış ticaretimizi destekleyecek unsurlar.
Üretici ve ihracatçılar için enerji indirimi ve navlun desteği de reel sektörün en önemli beklentileri arasında.
Türkiye ekonomisinin düze çıkabilmesi, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmesinin yolu üretmek ve ürettiğini yurtdışı pazarlarda satmaktan geçiyor.
Bakan Elvan’ın da işaret ettiği gibi mart ayının ikinci yarısında açıklanması beklenen yeni ekonomik reform paketinin bu temel üzerine inşa edilmesi gerektiğini bir kez daha ifade edelim.
Ayrıca tarımda üretimi artıracak, çiftçiliği cazip hale getirecek düzenlemeler de bu dönemde hayati öneme sahip. En önemlisi de yapılacak düzenlemelerin reel sektörün görüş ve önerileri doğrultusunda hayata geçirilmesi de bir o kadar önemli bir husus…