Sosyal medyanın hayatımıza girmesi ile klasik kitle iletişim araçlarının kullanım oranları düşüş gösterdi. Her ne kadar düşüş söz konusu olsa da televizyon başat bir figür olmaya devam ediyor. Kitlelerin saatlerce zaman harcadığı haber bültenleri ve çeşitli programlar mevcut. Peki televizyon bize ne sunuyor?
Geçen günlerde bir tartışma programı esnasında, iki konuşmacı arasında “kabak” ve “fare” benzetmesi üzerinden bir diyalog geçti. Ve konuşmacılardan biri benzetmeye alınarak canlı yayını terk etti. Kimin ne demek istediğine bakılmaksızın, her söylenileni atışma başlangıcı, hakaret aracı saymak; sorunlu bir üsluba ve sorunlu bir algılamaya sahip olduğumuzu gösteriyor. Hakim üslubun atışma ve hakaret üslubu olduğunu söylemek ise gayet mümkün. Üslubumuz algımızı şekillendiriyor. Algımızı şekillendiren atışma ve hakaret üslubu televizyonların da ayrılmaz bir parçası.
Atışma ve hakaret üslubu, bugün, topluma sunulan ve toplumun talep ettiği bir anlatış biçimi haline gelmiştir. Siyasal üsluptan gündelik üsluba atışma ve tartışmanın hakimiyeti, toplumsal gerilimi üretmektedir. Toplumsal gerilimin normalleştirilmesi de yine atışma ve tartışma üslubunun tekrarlanması ile sağlanmaktadır. Bu döngüsel ilişki televizyona yansımakta, televizyon tarafından da atışma ve hakaret üslubu sunulup toplum tarafından talep edilmektedir.
Bugün, atışma ve hakaretin olmadığı bir program yavan, bir dizi sıkıcı hale gelmiştir. Tartışmanın sakin ve nezih geçmesi imkansız, senaryonun kavgasız olması olanaksızdır. Televizyon bu üslubun hayattaki iz düşümünü bizlere yansıtmakla beraber aynı zamanda üreticisi konumundadır. Bugün bu üslubun normal karşılanışı, üslubumuzun neden olduğu sorunları göz ardı etmektir.
Ayrıca üslup, bir tavrın ve usulün göstergesidir. Atışma ve hakaret üslubu, karşıyı hedef alan saldırgan tavrı ve karşıyı yıpratma usulünü açığa vurur. Bu durum, kişinin herhangi bir şeyi söylemek, haklılığını kanıtlamak için kendinden ziyade karşısındakine yönelik davrandığını gösterir. Hal böyle olunca kişi kendinden bilir işi. Karşı tarafın söylediği her söz, her laf atışma başlangıcı ve hakaret aracıdır, ne yazık ki!
Toplum genelinde hakim üslubu düşündüğümüzde, insan ilişkilerine yönelik tavrın ve usulün ne olduğu berraklaşacaktır. Berraklaşan durum, hoşumuza gidecek mi dersiniz?