Aylardır, nezaketle en yüksek perdeden uyarıyordum; kamusal görevim gazetecilik gereği kendi payıma...
Ama kendimden geçtim; işinin idealisti, aylardır toplum sağlığımız adına 7/24 çırpınan aşı ve enfeksiyon hastalıkları uzmanlarına daha da üzülüyorum.
Revize edilen son karantina ve test kriterlerini inceleyince üzülerek gördüm ki, tüm çabalar maalesef nafileymiş! Üzgünüm!
Üzgünüm zira, global pandemi sürecinde, bırakın biz habercileri, bilim insanlarımız, var olsunlar, daim olsunlar her gün yılmadan uyardılar.
Bizler ise, işimiz gereği kamu sağlığı adına duyurmalarına aracı olduk. Kurallara, mesafeye, özellikle de aşıya teşvik etmeye gayret ettik “önce insan sağlığı” şiarıyla...
Lakin gel gelelim, yaklaşık 22 aydır insani ve toplum sağlığını önceleyen bilinçle, yazmış olduğum onlarca köşe yazısı, haber boşa gitmiş gibi hissediyorum birkaç gündür.
Zira, Bakanlıkça açıklanan 1-7 Ocak vaka dağılımı iller bazında feci yükselişte.
Sosyal medyadan, dost meclisleri vs. aracılığıyla yapmış olduğum yüzlerce çağrının boşa çıktığı kanaati iyice netleşti bende... Üzgünüm!
Buna sebep ise malumunuz geçtiğimiz hafta sonu aşısızlara; toplumsal etkinlik, seyahat ve/vs. PCR testi zorunluluğunun artık kaldırılmış olmasıydı. Hafifletilen karantina rehberi de cabası.
Filyasyon, temaslı takibi de bitti desek yalan olmaz.
Ücretsiz yapılan PCR testlerinin devlete maliyeti ortalama 5 Dolar civarı...
Elimizdeki test stokları mı azaldı?
Paramız mı yetersiz?
Yeterli ve uzman sağlık ekiplerimiz mi yok?
Yoksa küresel pandemi mi bitti, ya da endemiye evrildi de haberimiz mi olmadı?
Neydi, somut, toplum yararına, bilimsel faydamız malum uygulama konusunda?
Merak ediyorum.
Türk Hava Yolları da uydu önce yeni rehbere... Sosyal medyadan açıklama geldi: “artık iç hat uçak seyahatlerinde PCR zorunluğu yok. HES Kodu yeterli...” diye.
Tepkiler üzerine ise, THY ertesi gün geri adım attı. En uzunu 1,5 saat süren iç hat uçuşlarında PCR yine zorunlu oldu.
Ama saatlerce süren kara yolu, deniz yolu ya da tren yolculuklarında PCR zorunlu değil. Ne kadar ilginç değil mi? Uçakta risk var diğerlerinde yok sanki. Yani gariban virüsle başbaşa. Şaka gibi.
İpin ucu mu kaçtı, yoksa somut tedbirleri saldık mı çayıra?
Niye 22 ay boyunca bu kadar tedbir alındı, kapandık o vakit?
Bilim insanları bile tam kestiremiyor şu an.
Resmi anlamda kabul edilmese de malum akla ziyan uygulamanın bir anlamı var bana göre:
Sürü bağışıklığına hazırlığa “merhaba” mı dedik?
İster kabul edin, ister etmeyin. Görünen bu! TTB de aynı fikirde...
Uzmanlar, özellikle Ülkemizde de hızla yayılan Omicron’da sürü bağışıklığının zor olabileceğine dikkat çekiyor.
Çünkü dünyada çoğu Omicron vakasının 1-2 ay içinde bile 2 ya da 3 kez pozitif olabildiğini önemle vurguluyor. Yani doğal bağışıklığı uzun sürmüyor.
Sürü bağışıklığı şimdilik uzak anlaşılan. Öyleyse mutlaka tasarrufunuzun mantıklı açıklaması olmalı...
Yeni hedef doğal sürü bağışıklığı, ipin ucunu kaçıran ama çaktırmamaya çalışan bazı Avrupa Ülkeleriyle eş güdümlü Türkiye’de de hayata geçiyor.
Zira Avrupa’da İngiltere, Fransa, İsveç vs. misali birkaç ülkede de benzer uygulamalar dikkat çekiyor. Önlemler, en önemsiz taraftan sıkılıyor, en önemli taraftan ise gevşiyor.
Anlaşılan biz de Ülke olarak, örnek/önder olacağımız yerde, en olumsuz örnekleri mi kendimize rehber ediniyoruz? Olmadı!
Olmadı... Zira; aşısız veya aşı sürecini tamamlamayan, son 180 gün içinde hastalığı geçirmemiş kişilerden otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirecekleri şehirlerarası seyahatlerden önce uygulanan PCR testi zorunluluğu kaldırıldı.
Bundan böyle maalesef;
Konser, sinema ve tiyatro gibi etkinliklere katılanlara, Milli Eğitim Bakanlığı okullarında görev yapan personele (öğretmen, servis şoförü, temizlik görevlisi vb.), tüm kamu ve özel iş yerlerinde çalışanlara, kamu ve özel kurumlar tarafından düzenlenen öğrenci kamplarına katılacaklara PCR testi ile tarama yapılmayacak.
Sığınılan tez sanırım Omicron’un henüz bilimsel olarak tam netleşmeyen hafif semptomları...
Unutulmasın ki, aşılılar virüse tam bağışık ve garantide değilken, aşısızlar için büyük risk yeni uygulama...
Dolayısıyla aşısızlar da aşılılara eskiye oranla daha fazla risk olacak. Aşılama hepten düşecek. 3.doz aşılama zaten kaplumbağa hızıyla adeta. Çünkü aşısızlar yeni uygulamayla artık kendini zorunlu hissetmiyor. Bu açık!
Pandemide başa dönülüyor korkarım! Kısır döngüye “hoş geldik” anlayacağınız!
Ne acayip ve çarpıcı değil mi? Konu insan ve toplum sağlığı ise bize rağmen tek başınıza karar alamazsınız!
Şimdi biz bilinçli ve aşılı vatandaş, önce bilime, sonra devletimize inandık güvendik diye hep eleştirdiğimiz aşısızlarla aynı kefeye mi itiliyoruz?
Şimdiye kadar toplum yararına mantıklı uygulamalarınızı alkışladım, açık destek verdim.
Ama kusura bakmayın lütfen. Böyle virüsü kendi haline bırakan, “Mevlam koruya” şeklindeki akla ziyan toplumsal bir uygulamayı ne alkışlarım, ne destek veririm, ne de sessiz kalırım.
PCR testleriyle bile 70 binli rakamları görmüşken, şimdi semptom göstermeyenlerle, aşısızlara toplumsal alanlarda test zorunluluğunun kaldırılmasının mantığını bilimsel tezlerle nasıl izah edeceksiniz bizlere...
Mantıklı ve bilimsel temelli cevaplar arıyoruz; Bilim Kurulu’nun değerli Üyeleri ile kıymetli Sağlık Bakanımız sayın Fahrettin Koca’dan...
Pandeminin şakası mı olur? Cidden merak içindeyiz.