Para politikası, merkez bankalarının bazı araçlarla piyasadaki para miktarını etkileyerek piyasaya sürdüğü paranın istikrarını sağlamak amacıyla uyguladığı politikalar bütününe verilen ad.
Merkez bankalarının temel amacı fiyat istikrarını sağlamak yani enflasyon ve deflasyonun önlenmesi. Merkez bankaları, bu amaca ulaşmak için ellerinde bulunan para politikası araçlarını kullanırlar.
Eğer ekonomide enflasyon ve cari açık artmaya başlar, yerel para biriminin değerinde kayıplar görülürse merkez bankası buna sıkı para politikası uygulayarak müdahale eder. Sıkı para politikasının ilk aracı faizdir. Faizin enflasyonun üzerinde bir seviyeye çıkarılması ilk atılan adımdır.
Sıkı para politikası, enflasyona yol açan temel neden olarak görülen toplam talep artışının frenlenmesini hedefler.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve piyasaları canlı tutmak için ucuz ve uzun vadeli krediler verilmişti.
Bu durum başta konut ve otomotiv olmak üzere birçok sektörde kredi artışlarına neden olmuş, piyasalarda ortaya çıkan canlılık ise uzun sürmemişti.
Ayrıca ucuz kredi politikasının ithalatı körüklediği, bunun da döviz rezervlerinin yurt dışına gitmesine yol açtığı otaya çıktı. Merkez Bankası'nın yaptığı teknik analize göre, kredilerle coşan tüketim yüzünden Türkiye'nin ithalatı fazladan 13.4 milyar dolar arttı.
Bu durum aynı zamanda cari işlemler dengesinde ve Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini de olumsuz etkiledi.
Daha sonraki süreçte ekonomi yönetiminde yaşanan değişim ile birlikte sıkı para politikasına geçildi. Merkez Bankası art arda politika faizlerini artırarak yüksek enflasyonla mücadele sürecini başlattı.
Son olarak Merkez Bankası TL zorunlu karşılık oranlarını tüm vadelerde 200 baz puan artırarak yeni bir sıkılaştırma adımı attı. Bu adımın, kredi ve mevduat faizlerinde artışa neden olacağı vurgulanıyor.
Merkez bankası en son yaptığı açıklamada ise; enflasyon beklentilerinin ocak ve şubat aylarında gerilemesine rağmen yüksek seviyelerini koruduğuna dikkat çekilerek, başta gıda ve temel mallar olmak üzere yıllık enflasyonun yüksek seyrettiği grupların ağırlığındaki artışın yıllık enflasyonu yukarı yönde etkileyeceği vurgulandı.
TL’deki değerlenmeye rağmen enflasyonist baskıların sürmesinde emtia fiyatlarının önemli rol oynadığına işaret eden ve önümüzdeki aylara ilişkin yukarı yönlü riskleri tekrarlayan Merkez Bankası, salgına bağlı kısıtlamaların ekonomi üzerindeki aşağı yönlü etkilerinin sınırlı kaldığını, hizmetler ve bağlantılı sektörlerdeki yavaşlama ve bu sektörlerin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikler sürdüğünü belirtiyor.
Bu durumda, 2021 yıl sonu tahmin hedefi dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar, sıkı para politikasının kararlılıkla uzun bir müddet sürdürüleceği ve Merkez Bankası’nın açıklamasına göre gerekmesi durumunda ise ilave parasal sıkılaşma yapılacağı anlaşılıyor.