Saygının sözlük anlamı, bir kişiye, bir düşünüşe, bir eyleme, bir başarıya, büyüklere, yaşlılara, değeri yüksek olanlara karşı duyulan sevgi ve çekinme duygusudur. Yani değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet ve ihtiramdır. Özetle başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu ve inceliğidir.
Ancak son yıllarda saygıyı iyice unuttuk. Saygı ve sevginin ne demek olduğunu düşünmez ve hatırlamaz olduk. Bırakın büyüklerimize, yaşlılarımıza ve değer verdiklerimize saygı göstermeyi; günlük yaşantımızda hiçbir alanda saygı göremez olduk. Saygısızlık adeta normalleşti toplumumuzda. Bir düşünün, son zamanlarda rutin bir gününüz içerisinde kaç kez saygısızlığa uğradınız ve bu da sizi fazlasıyla sinirlendirdi. Beni sinirlendirmekle de kalmıyor bu durum ayrıca çok da üzüyor.
Yaşamın her alanında saygısızlığa maruz kalmak artık insanı yoruyor ve neden böyle olduk diye düşünmekten alıkoyamıyor insan kendini.
En büyük saygısızlık trafikte var kanımca ülkemizde. Buna acil yaptırımlar ve bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Cezalar çok daha ağırlaştırılmalı ve kurallara uymayan sürücüler çok daha iyi takip edilmeli ve cezalandırılmalı. Şikâyetler ve ihbarlar yapıldığında derhal müdahale edilmeli ve sonuçlandırılmalı. Aksi takdirde ilerleyen zamanlarda trafiğe çıkmak iyice sinirlerimizi bozacak. Çünkü trafikte yaşadığımız sıkıntılar gün geçtikçe artmakta. Sürücülerin birbirine olan saygısızlığı ve kural tanımazlığı had safhaya ulaştı artık. Zannedersiniz ki hepsi hastaneye yetişecek.. Bu kadar bencilce, cahilce, sizin hakkınıza tecavüz ederek ve risk alarak araba kullanmayı hangi bilim dalı açıklayabilir acaba? Herkesin üstünlük tasladığı yollarda tabi ki kazalarda kaçınılmaz olur. Her bayram yüzlerce kaza ve ölü haberi almaktan bıkmadık, yorulmadık ve korkmadık bu ülkede maalesef. Başka insanları yok sayarak, cahilce ve saygısızca attığımız her adımın hem bize hem karşımızdaki kişiye ne kadar büyük zararlar verebileceğini nasıl bu kadar bencilce görmezden gelebiliyoruz anlamış değilim.
Bildiğiniz üzere yeni döndüm Tayland’dan. İnanır mısınız bir kere bile trafikte sinirlenmedim ve hiç kimse beni zor durumda bırakacak, riske atacak veya sinirlendirecek tek bir hareket yapmadı. Herkes kurallara uygun araba kullanıyor ve kişi haklarına çok saygılılar. Medeni bir insan olmak da bunu gerektirir bence. Artık İstanbul’da araba kullanmak sinir harbinden başka bir şey değil; gerçi sadece İstanbul’da demek de yanlış olur. Çünkü gitmiş olduğum tüm illerimizde aynısını yaşadım desem doğru olur.
Peki, neden bu kadar saygısızlaştık biz? Bencilce hareket etme hakkını her daim kendimize yakıştırır olduk? Hangi arada bu kadar sevgisiz, öfkeli, kinci, hoşgörüsüz, düşüncesiz bir toplum olduk? Sanki tüm sorunlarımızı, problemlerimizi, öfkemizi trafikte kuralsız ve korkusuzca hareket ederek çözmek ister olduk..
Medeni ve iyi eğitim almış toplumlar yaşamın her alanında diğer kişilere saygı duyarak, kurallara uyarak, başkalarının haklarına tecavüz etmeyerek, cahilce risk almayarak yaşamayı bilirler. Ama dediğim gibi kimsenin kimseye saygısının kalmadığı bir toplumda da üzücü olaylar yaşamak da kaçınılmaz oluyor.
Bu nedenle de artık anlamını bile unuttuğumuz “SAYGIYI” en kısa zamanda tekrar hatırlamalıyız ve göstermeliyiz. Sürekli değişen, karmaşık ve dinamik yenidünyada yaşamak zaten gittikçe daha zor bir hal almakta iken; toplumumuz ne kadar hızlı değişirse değişsin, bizi hala ayakta tutan değerlerimizden vazgeçmememiz gerekiyor: dürüstlük, samimiyet, sevgi, saygı ve görgü kuralları gibi…
“Saygı düzenin anahtarıdır”…Haftaya buluşmak üzere sevgiyle, saygıyla kalın..