Salgının olumsuz etkileri dünyada ve ülkemizde devam ederken bulaşma düzeyi %70 daha fazla olan mutasyon açıklaması İngiltere’den geldi. 45 ülkeye yayılmış olduğu bilinen yeni tip koronavirüsün ülkemize de geldiğinin açıklanması endişeleri derinleştirdi. Bilindiği üzere ülkemizde koronavirüs sebebiyle resmi rakamlara göre her gün 200’e yakın yurttaşımız hayatını kaybetmektedir. Ancak bu konuda verilerin tartışıldığı da bilinmektedir. Yeni bir yıla girilmesiyle çağın en zor yılı olarak değerlendirilen eski yılı 2020’ yi geride bırakmanın olumlu etkisi maalesef uzun sürmedi.
Ülkemiz 2021 yılının ilk haftasına zamlarla girdi. Asgari ücrete yapılan zam ile memur ve emekliye yapılan zamlar gerçek enflasyon oranının altında kaldı. En zor durumda olanlar ise işlerini kaybedenlerdi. Ne yazık ki evine ekmek götüremeyen yurttaşların çaresizliği sürüyor ve intiharlara kadar gidebiliyor. Özetle 2021 yılına yoksulluk ve salgınla girdik. Dolayısıyla ülkemizin acil çözüm bekleyen bu iki sorunu birlikte değerlendirilerek çözülmelidir. Aksi halde hayatın normale dönme süreci uzadıkça sorunlar daha da derinleşecektir,
Dünya’da 50’yi aşkın ülkede aşı çalışmalarının başladığını biliyoruz. Birçok ülkede bir aydır aşılama çalışmaları devam etmekte ve şu ana kadar aşılanan kişi sayısı 20 milyona yaklaşmış bulunmaktadır. Ülkemiz ne yazık ki aşı çalışmalarına başlayamamıştır. 11 Aralıkta geleceği açıklanan ilk parti aşının Ocak ayında geldiği söylenmektedir. Ancak aşının faz üç çalışmasının yapılmamış olduğu da bilinmektedir.
Salgın sürecinde hepimiz AB ülkeleri ve dünyanın birçok ülkesinin vatandaşlarını ekonomik yönden destekleyerek bir ve birden çok kapanma kararları aldıklarını biliyoruz. Ülkemizde maalesef tam kapanma kararı alınmamış, süreç hafta sonu tatilleri, bayram tatilleri ve benzeri kısa süreli kapanmalarla geçiştirilmiştir.
Söz konusu ülkeler aşı çalışmalarını da kapanma kararlarıyla birlikte yürütmektedirler. Böylelikle yayılımı önlemek ve aşılama süreci sonrasında tam sonuç almayı hedeflemektedirler. Özetle dünyanın birçok ülkesinde sosyal devlet anlayışının gerektirdiği çalışmalar planlı bir biçimde yürütülmektedir. Öte yandan her ülkenin aşıya eşit erişimini sağlamak amacıyla Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) girişimi ile kurulan Koronavirüs Aşısı Küresel Erişim Girişimi (COVAX)’a katılmayan 5 ülkeden biri olduğumuzu öğrendik.
COVAX Nedir?
COVAX üye ülkelere, 2021 yılının sonuna kadar 2 milyar doz aşıyı eşit bir şekilde dağıtmayı hedefliyor. Dünyanın en büyük ve en hızlı aşı alım ve tedarik girişimi olan COVAX ‘a girmeyen ülkeler: ABD, Rusya, Cezayir, Fas ve Türkiye’dir.
Özetle COVAX dünya ülkelerine en kısa zamanda en fazla aşı dozuna adil ve eşit bir biçimde eriştirmeyi amaçlayan bir ittifaktır. Bu yönüyle COVAX ittifakına katılan bütün ülkeler için bir tür ‘aşı sigortası’ olarak değerlendirilmektedir.
İttifakta kendini finanse edebilen ülkeler ve düşük ve orta gelir grubundaki ülkeler olmak üzere iki grup ülke bulunmaktadır. İttifak zengin ülkelerin geliştirilmiş aşılar konusunda iş birliğini sağlarken, fakir ülkelerin aşı ihtiyaçlarını da yardımlarla sağlayan bir oluşumdur. Böyle bir oluşuma ülkemizin neden dahil olmadığı da bir başka merak konusudur.
Maalesef ülkemizde aşı çalışmalarının ne zaman başlayacağı, geldiği söylenen 3 milyon doz aşının devamının ne zaman geleceği konuları da bilinmemektedir.
Aşı çalışmalarında ülkemizin gecikmesinin oluşturduğu endişeye, geldiği söylenen aşının faz üç çalışmasının tamamlamamış olması endişesi de eklenmiştir. Oysa faz çalışmaları tamamlanmış aşılar mevcut olup aşılama çalışmalarına başlayan ülkeler bu aşıları tercih etmiştir.
Yeni bir tartışma konusu da üretilen aşıların mutasyona uğramış yeni tip koronavirüs üzerindeki etkinlik oranları konusudur. Ayrıca Sinovac aşısının faz çalışmalarının 60 yaş üstüne yapılmamış olması da bir diğer tartışma konusudur.
Suriye’den ülkemize gelen göçmenlerle birlikte yaklaşık 90 milyon nüfusa sahibiz. Anlaşması sağlandığı açıklanan 50 milyon doz aşının yeterli olmayacağı da başka bir endişe konusudur. Bu bağlamda, yetkililerin belirsizlikleri giderecek açıklamaları şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşmaları son derece önem arz etmektedir. Umarız sorunların çözümüne yönelik somut adımlar en kısa sürede atılır ve ülkemizin normalleşme sürecine geçişi hızlandırılır.