Kovid-19 Çin’de ilk çıktığı günden bu yana gün geçtikçe etkisini artıyor ve bu da gündemde daha çok yer bulmasına neden oluyor. Özellikle Dünya Sağlık Örgütünün yeni tip koronavirüsü küresel salgın (pandemi) ilan etmesiyle birlikte gündemdeki yerini daha da sağlamlaştırdı. Gayet tabii bunun haklı sebepleri vardır. İlk olarak yukarıda da bahsettiğimiz üzere bu bir salgındır, yani bulaşıcı bir hastalıktır. Bazılarının söylediği gibi günde bilmem kaç kişinin trafik kazasından ölmesi ile aynı şey değildir. İşin birçok farklı boyutu vardır.
Söz konusu salgın dünya ekonomisini ve birçok sektörü ciddi şekilde sarsmıştır ve sarmaya da devam etmektedir. Daha önceki bir yazıda da bahsetmiştim; salgınının özellikle havacılık sektörüne ciddi etkileri olmuştur hatta sektör adeta durma noktasına gelmiştir. Mesela Türk Hava Yolları tüm uçuşlarını durdurmuş durumda. Dünyanın hemen hemen bütün hava yolları da bu krizden nasibini almakta elbette. Kimine göre bu kriz havacılık sektörünün en ciddi krizi…
Kovid-19 salgını bu kadar hayatımızın içine girmişken, hemen hemen her şeyimizi etkilemişken kimilerimiz salgınlar konusunda bir durup düşünmüş, bir yerlerde konuyla alakalı bir şeyler izlemiş ve belki kimileri de salgınlar tarihi hakkında bir araştırma da yapmıştır.
Kovid- 19 salgını tabii ki dünyanın gördüğü ilk salgın değil, muhtemelen son da olmayacak. Bu salgından önce çeşitli tarihlerde, çeşitli bölgelerde birçok salgın çıkmış ve kimi zaman bir kıtayı, kimi zamanda dünyayı etkilemiştir. Tabii ki söz konusu salgınlar sadece kayıt altına alınıp bilinebilenler. Hepimiz Veba’yı duymuşuzdur elbet. Veba, genelde fareler yoluyla yayılan bir salgındır ve çeşitli tarihlerde ortaya çıkıp çok ciddi sonuçlar doğurmuştur. 541 yılında, bugünkü İstanbul olan Konstantinopol’de ortaya çıkan Justinyen Vebası şehir nüfusunun yüzde 40’ını yok etmiştir. Veba, sadece insanları öldürmekle kalmayıp Bizans’ın yıkılma sürecine girmesine de neden olmuştur çünkü Bizans’ın hem işgücünü hem de asker sayısını ciddi oranda azaltmıştır. Dönemim, günümüze göre ilkel sayılabilecek koşullarını göz önüne alarak insana duyulan ihtiyacı da hesaba karatsak bu durumun oluşmasının gayet normal olduğunu da anlarız.
Vebanın çeşitli tarihlerde ortaya çıktığını söylemiştim. Justinyen Vebasının yanı sıra Avrupa’da ortaya çıkan Kara Veba Salgını da bilinen en korkunç salgınlardan. Öyle ki salgının o dönemki Avrupa nüfusunu yarı yarıya azalttığı söyleniyor. Siyasi sonuç olarak ise kilisenin sorgulanıp rönesansın başlamasında önemli etken olduğu da bilinir.
Veba dışında öyle bir salgın var ki pek bilinmese de dünyanın gördüğü en büyük salgın olarak kayıtlara geçmiştir. Bahsettiğim salgın İspanyol Gribi olarak biliniyor. İsminden dolayı İspanya’da ortaya çıktığını düşünebileceğiniz fakat gerçekte Amerika’da ortaya çıkmış olan bu salgın Anadolu coğrafyasından Hindistan’a kadar farklı kıtalara yayılmış ve can almıştır. Salgın tam sayısı bilinmemekle birlikte 50 ile 100 milyon arasında insanın canına mal olmuştur. İspanyol Gribi olarak bilinmesinin sebebi ise İspanyol basının salgını gündeme getirmesinden ötürüdür.
Bugün hâlâ çaresi bulunamayan, hastalığın bulaşmaması için önlem almaktan başka bir şey yapılamayan HIV(AIDS) virüsü de insanlığı tehdit eden en önemli salgınlar arasında. İnsana maymundan geçtiği bilinen ve cinsel yolla bulaşan bu virüsün bu güne kadar yaklaşık 36 milyon insanın yaşamına mâl olduğu biliniyor.
Daha yakın tarihlerde de SARS, MERS, Domuz Gribi gibi çeşitli salgınlara şahit olduk. Kovid-19 salgını ise yakın dönemin en etkili salgını olarak şimdiden kayıtlara geçti. Gayet tabii insanlık bu salgınının da zamanla üstesinden gelecektir. Peki bu salgın son olur mı sizce? Haftaya görüşmek dileğiyle, esen kalınız.