Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2003 yılından beri Türkiye’deki bireylerin toplumsal değerlerini, mutluluk algısını, sağlık, gelir, kişisel gelişim ve çalışma hayatı gibi alanlardaki memnuniyetlerini ölçmek için Yaşam Memnuniyeti Araştırması yapıyor. Her yıl ilginç sonuçların ortaya çıktığı bu araştırmanın 2020 verisi geçtiğimiz günlerde açıklandı. Araştırma sonuçlarında 2020 yılında da ilginç sonuçlar ortaya çıktı.
Araştırma sonuçlarına göre 2020 yılında; mutluyum diyenlerin oranı, yüzde 48,2, mutsuz olduğunu ifade edenlerin oranı ise yüzde 14,5 oldu. 2019 yılı verilerine bakıldığında mutlu olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 52.4’tü. 2020 yılındaki veriler ile karşılaştırıldığında mutluyum diyenlerin oranında düşüş olduğu görülüyor. Araştırma sonuçlarının cinsiyet dağılımına bakıldığında mutlu olduğunu beyan eden erkeklerin oranı, yüzde 43,2, kadınların ise yüzde 53,1 oldu. Bu veriler araştırmanın en dikkat çeken sonucu. Çünkü kadın cinayetleri ve kadına şiddet her geçen gün artıyor. Toplumun kanayan yarası haline gelen bu durum toplumu, özellikle de kadınları derinden etkiliyor. Tabii ki kadınların mutlu ya da mutsuzluk nedenini sadece bu olaylara bakarak değerlendirmemek gerekir. Ama bu durum da kadınların hayata umutlu bakmasını önemli derecede etkiliyor. Araştırmanın bu sonuçları 2019 yılı ile kıyaslandığında her iki cinsiyet grubunun da mutluluk oranında düşüş olduğu görülüyor. Yani kadınlar ve erkekler 2020 yılında bir önceki yıla oranla daha mutsuz.
Geleceğe yönelik umut ile ilgili sonuçlara bakıldığında ise 2020 yılında gelecekten umutluyum diyenlerin oranının da diğer yıllara göre düştüğü görülüyor. 2020 yılında bu oran yüzde 69,6. Diğer yıllara nazaran bu oranın düştüğü görülse de yine de umut verici. Araştırma sonuçlarında medeni duruma bakıldığında ise evli olanların, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görüldü. Mutluyum diyen evli bireylerin oranı, yüzde 51,7, evli olmayan bireylerin oranı ise yüzde 41,3 oldu.
Geçtiğimiz yıl başlayan ve hala devam eden koronavirüs salgını ve onun her alanda yarattığı olumsuz etkinin de bu verilere yansıması kaçınılmaz. Salgının dünyada ve Mart ayında ülkemizde görülmeye başlamasıyla yaşam şeklimiz değişti, kaygı ve belirsizlik insanları olumsuz yönde etkiledi, etkilemeye de devam ediyor. 2020 yılındaki veriler de bir önceki yıla göre düşüşler görülse de yaşanılan olumsuzlukların içinde yine de bu verilerin umutlu bir tablo çizdiğini düşünüyorum.
Hepimizin bu yıldan en büyük beklentisi hiç şüphesiz salgının etkisinin en aza inmesi ve bir nebzede olsa eski yaşam şeklimize dönebilmemiz. Umarım 2021 her alanda daha mutlu olacağımız bir yıl olur...