Kapitalist sistemle yönetilen tüm ülkelerde bankalar ve AVM’ler sistemin mabedi olarak kabul ediliyor.
Hızla kapitalist sisteme evrilen Türkiye'de de bankalar ve AVM’ler, yaşam tarzımızı belirleyen, hayatımızın neredeyse her anında iç içe yaşamak zorunda kaldığımız kuruluşlar.
Bugün toplumun neredeyse tamamında kredi kartı var. Bankalardan kredi kullanmayan neredeyse kimse kalmadı. Haliyle bankalar hayatımızın tam ortasında. AVM’ler de aynı şekilde yaşam tarzımızı, alışveriş tarzımızı değiştiren nitelikte.
Bu iki alanda bugünlerde pandeminin de etkisiyle ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bankalar bir süre önce bol keseden dağıttığı kredilerin geri dönmeme riskiyle karşı karşıya.
2020 Eylül ayı sonu itibariyle bankacılık sektöründe görünen takipteki alacaklar yaklaşık 160 milyar TL ve kredilere oranı yüzde 4’ler civarında.
Ama bir de görünmeyen tutar var. Nitekim, ödemelerde aksaması bulunan, yeniden yapılandırılan, takipteki alacaklara atmadan bekletilen 360 milyar TL civarında bir tutar var.
İkinci grup krediler dediğimiz (yakın izlemedeki krediler) kredi rakamının en az yarısının ödenmeyeceği tahmin ediliyor. 160 milyar TL takipteki alacakların üzerine bu rakamı da eklersek toplam takipteki alacak tutarı 340 milyar TL’ye ulaşıyor.
Geride bıraktığımız yıl itibari ile sayıları 440'a, kiralanabilir alanı ise 13,1 milyon metrekareye yaklaşan Alışveriş Merkezleri, bankalara devir tehlikesi ile karşı karşıya. 15 milyar dolar borç bulunan sektörde 30'a yakın AVM'nin bankalara devir riski ile karşı karşıya olduğu ifade ediliyor.
Gelirleri TL'ye dönen AVM'lerin kredi yükü, 2018 Ekim'den bu yana döviz kurunda gerçekleşen artış nedeni ile yüzde 25'e yakın yükseldi. Pandemi döneminde düşen gelirler de dikkate alındığında birçok AVM borçlarını çeviremez duruma geldi.
440 AVM'nin önemli bir bölümü bankalar ile ilişkilerini düzenleyemezse en büyük AVM sahipleri bankalar olacak. Tehlikede olan AVM sayısı 30 civarında.
Öte yandan 2020 yıl sonu itibari ile AVM'lerin ciroları pandemi öncesinin yüzde 70'inde kalırken, kendi kira gelirleri ise bir önceki yıla göre yüzde 40-50 arasında azaldı.
Sektör cirosunun 2019'u 160 milyar TL civarında olduğu düşünülürse, 2020'de söz konusu cironun 48 milyar TL gerilemesi anlamına geliyor.
Dünya Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Alışveriş Merkezleri Yatırımcıları Derneği Başkanı Hüseyin Altaş, pandeminin yanı sıra döviz borçlarının da sektörü zor durumda bıraktığını kaydediyor.
Altaş, “2018 Ekim ayı öncesinde kiralamalar dolar üzerinden yapılıyordu. Her basiretli tüccar gibi biz de gelirlerimizi dolar üzerinden olduğu için dolar üzerinden borçlandık.
Bu borcun miktarı yaklaşık 15 milyar dolar. Gelirlerimiz TL'ye döndüğü ancak borçlarımız döviz olarak kaldığı için kurda yaşanan artış nedeni ile yükümlülüğümüz her geçen süre artıyor” diyor.
Sonuç: Kapitalizmin mabetleri temelden sarsılıyor…