Her yıl olduğu gibi bu yıl da, yeni yıla zam yağmuruyla girdik. Elektrikten doğalgaza, harçlardan vergilere, otoyollardan köprülere yani deyim yerindeyse yine iğneden ipliğe zam yağmuruna tutulduk. Salgın nedeniyle zor günler geçiren vatandaş bu zamların altında bir kez daha ezildi. Yeni yılda asgari ücrete yüzde 21.56, memura yüzde 7.36, SSK ve Bağ-Kur emeklisine 8.36 oranında zam yapıldı ancak ne asgari ücretli çalışan vatandaş ne memur ne de emekli yapılan zamlardan memnun. Çünkü maaşlara yapılan zamlar daha vatandaşın eline geçmeden iğneden iğliğe gelen zamlarla eridi.
Yeni yılda birçok vergi ve harç tutarlarında, yüzde 9,11 oranında zamlar yapıldı. Köprü ve otoyollara yüzde 25 oranında zam geldi. Yapılan birçok zam oranı vatandaşın maaşına yapılan zam oranından yüksek. Bu da yapılan maaş zammından daha fazlasının vatandaşın cebinden çıkacağı anlamına geliyor. Salgın nedeniyle birçok sektör ekonomik sıkıntı içeresinde, vatandaş zor günler geçiriyor. Bırakın maaş zammı almayı hali hazırda işsiz durumuna düşen birçok çalışan var. Çalışan diyorum ancak aslında ‘çalıştırılamayan’ birçok kişi var. Salgın nedeniyle iş yapamayan işverenler zorunlu olarak çalışan sayısında küçülmeye gitti.
Bu süreçte işten çıkarmaların yasaklanması nedeniyle işten çıkarılmıyorlar ancak ya kısa çalışma ödeneği kapsamında maaşlarının belli bir kısmını devletten alarak çalıştırılıyorlar ya da ücretsiz izne çıkarılıyorlar. Yani bir nevi işsiz durumundalar. Bu durumda olan vatandaşlar maaş zammına sevinmekten öten yarına nasıl çıkacaklarının derdindeler… Hal böyle olunca yapılan zamlarla vatandaşın sırtına binen yük daha da arttı.
Esnafın derdi de büyük. Hangi esnafın kapısını çalsanız bin ah işitiyorsunuz. Pandemi sürecinde birçok sektör durma noktasına geldi. Siftah yapamadan dükkanı kapatan çok fazla esnaf var. Birçok esnaf bu süreçte ayakta kalabilmek için direniyor ancak üst üste gelen zamlar onların da belini kırıyor. Kepenkler her gün bir bir iniyor. Ankara’nın en işlek yerleri olan Kızılay ve Ulus’a baktığımızda birçok dükkanın kepenk kapattığını görüyoruz. Ve bu kepenk kapatan dükkanlara her gün bir yenisi daha ekleniyor. Bir dükkanın kepenk kapatması demek işveren ile birlikte o dükkanda çalışanların ekonomik dar boğaza girmesi demek…
Salgın sağlığımızı tehdit ederken maalesef ekonomimize de darbe vurdu. Bir yandan salgınla savaş verirken bir yandan da salgının ekonomimizde yarattığı yıkımla mücadele veriyoruz.
Zor bir süreçteyiz, hepimizin dileği bu sürecin daha derin yaralar açmadan biran önce son bulması.