HATİCE KARATAŞ
25 yıldır resim sanatıyla uğraşan Filiz Erçin Devecioğlu, 15 yıla yakın bir süredir Kale Mahallesi’nde bulunan atölyesinde serbest resim çalışmalarına devam ediyor. Ticari Hayat Gazetesi olarak bir araya geldiğimiz Devecioğlu ile pandemi sürecinde yaptığı çalışmalara ilişkin konuştuk.
Pandemi sürecinde resim çalışmalarına ara vermeden devam ettiğini söyleyen Devecioğlu, “Pandemi çalışmalarımı engellemedi fakat insanların buraya ulaşması açısından kısır bir döneme girdik. Pandemiden dolayı atölyeye gelen insan sayısı çok azaldı ama üretim anlamında daha çok zamanım oldu.”dedi.
Devecioğlu, pandemi sürecinde eserlerini online ortamda ve müzayedeler aracılığıyla satışa çıkardığını kaydetti. En çok hitap ettikleri kesimin turistler olduğunu vurgulayan Devecioğlu, “Ben genelde atölyemde eski ahşapları güncelleyerek, günümüze getirerek, onların üzerine tanıtım için Ankara sokaklarını, Ankara’ya ait çalışmaları yapıyordum. Turistler buraya gelince Ankara’ya ait bir tablo alıp, gidiyorlardı. Şimdi o tamamen durdu. Çünkü turist akışı tamamen kesildi. Bu bir gönül işi. Ticaret olarak düşünmediğim için, bu benim tutkum olduğu için satsam da yapıyorum satmasam da çalışmalarıma devam ediyorum.” ifadelerini kullandı.
‘‘Yurt dışından çok fazla ilgi var’’
“Bu dönem sanatsal anlamda çok kayıp oldu.” diyen Devecioğlu, pandemi sürecinin insanlara ulaşma açısından sıkıntılı bir süreç olduğunu belirtti. Devecioğlu, yurt dışına çok fazla tablo verdiğini fakat bu süreçte bu akışın durduğunu ifade ederek “Amerika’ya, Japonya’ya çok tablo verdim. En çok Amerika’ya verdim. Orada ‘Karanlığın Gölgesinde’ diye Ankara’yı anlatan bir sergi açılmıştı. Orada Ankara’yı anlatan tüm tablolarım satıldı. Daha sonra oradan atölyeye bir akış oldu. Şimdi onlar tamamen kesildi çünkü sokağa çıkamıyorlar.” diye konuştu.
‘‘Türkiye’de sanata değer veren kesim çok az’’
Türkiye’de sanata değer veren kesimin çok az olduğunu ifade eden Devecioğlu, Türkiye’de tasarımda çok ucuz ve görsel ürünlere önem verilmeye başlandığını söyledi. Devecioğlu, yurt dışındaki insanların resim sanatında el emeğine çok fazla değer verdiğini belirterek şunları söyledi:
“Bunda ekonomik durumun da etkisi var. İnsanlar resmi çok seviyorlar ama alamıyor. Veya parası var ama başka şeyler alıyor. Bunun kültürel bir etkisi var. Sanatta böyle bir dibe çöküş var. Tiyatroda ve sinemada da durum böyle. Çok iyi işler yapılamıyor çünkü sanat desteklenmiyor. Tezhip, hat, çini gibi geleneksel el sanatları daha çok desteklenmeye başladı. Eskiden ben daha çok sergi açabiliyordum. Şimdi sergi açmanız için ekonomik olarak çok güçlü olmanız gerekiyor. Onun için ben de kendi atölyemde, küçük sergilerle yapabildiğim kadar bir şeyler yapmaya çalışıyorum.”
‘‘Resim sanatta en iyi terapi aracı’’
Resim yapmanın ruhu iyileştirici bir yönü olduğunu ifade eden Devecioğlu, pandemi sürecinde evde kalan insanların resme yönelmesinin sebebinin de bu durum olduğunu belirtti. Devecioğlu, “Resim sanatta en iyi terapi aracı. Her yerde yapabilirsiniz. Mesela, bir manzarayı yaparken resmin içine girersiniz, ruhen manzaranın içinde dolaşırsınız. O sizi kısa süreli de olsa hayatın stresinden uzaklaştırarak farklı bir boyuta götürür. Ruhen sizi iyileştirir. Benim bir öğrencim resme gelmeden önce antideprasanlar kullanıyordu. Resim yapmaya başlayınca bana dua etti. ‘Ben bütün haplarımı bıraktım’ dedi. Hakikaten iyileştirici bir yönü var. Sanatın bir yanına dokunmak lazım. Resim veya müzik neye yatkınsanız bir yanına dokunmak lazım.”dedi.
‘‘Gümüşlüklerin üzerine tablolar çiziyorum’’
Gümüşlükler üzerine de resim çalışmaları yaptığını belirten Devecioğlu, “Gümüşlüklerin üzerine İstanbul’u anlatan tablolar çiziyorum, rokoko dönemi sanatına ait figürler yerleştiriyorum. Bunu yapmaya başladık, çok ilgi görünce devam ettirdik. Ben de keyif almaya başladım. Zaten ahşaba çalışıyordum. Tasarım ile resim sanatı birleşti. Bir de mobilyaya da o duyguyu vermek lazım.” dedi.
‘‘Karma bir sergi açmayı planlıyoruz’’
Yaz aylarına doğru karma bir sergi açmayı planladıklarının da müjdesini veren Devecioğlu, “Muş’u anlatan fotoğraf sanatçısı arkadaşlarımız var. Onlar çekimlerini yaptılar. Onlarla birlikte bir projemizi var. İstanbul, Bursa ve Ankara’da Muş’u ve Ankara’yı anlatan hem fotoğraf hem resim dayanışmasıyla karma bir sergi açmayı planlıyoruz. Onun çalışmalarına başladık. Bu süreç biraz daha düzelirse yaza doğru planlıyoruz. Küçük bir sanat grubu oluşturduk. Düşüncelerimiz var ama biraz zamana bağlı.”diye konuştu.
HABER MERKEZİ