HATİCE KARATAŞ
Koronavirüs salgını sürecinde yaşadığı sıkıntıları dile getiren taş işleme ustası Ayhan Arıkan, zor bir süreçten geçtiklerini ifade etti. 90’lı yıllarda ticarete başlayan Arıkan, o yıllardan beri hiç borcu olmadığını ancak pandemi döneminde borçlarını ödeyemediğini belirterek “Uzun yıllardır devlete vergi veriyorum. Pandemiden önce hiçbir vergi borcum yoktu. Şu an Bağ-Kur borcum var. Ben ve eşim hastanede tedavi olamıyoruz. Ben kalp hastasıyım. Sürekli kullanmam gereken ilaçlar var. Gidiyorum eczaneden parayla alıyorum. Bu benim çok zoruma gidiyor.” ifadelerini kullandı.
“Pandemi süreci başladığı günden beri siftahsız dükkan kapatıyorum” diyen Arıkan, bu süreçte yakınlarından aldığı destekle ayakta kalabildiğini söyleyerek “ Dükkan mülkiyeti dayımın. Sağ olsun uzun bir süredir benden kira almıyor. Annemizden, ablamızdan, dostlarımızdan yardım alarak bu süreci geçirmeye çalışıyoruz. Bu süreçte verilen kredilerden de yararlanamadım. Evim ve dükkanım kira. Hiçbir gelir yok. Biz çok etkilendik.” dedi.
Arıkan, Türkiye’de Kültür Bakanlığı’na kayıtlı tek taş işleme ustası olduğunu belirterek bu süreçte Bakanlıktan da herhangi bir destek göremediğini ifade etti. Arıkan, “Herkese destek oluyorlar bize de destek olsunlar. Para vermesin, yön göstersinler. Kahveye gider gibi dükkâna geliyoruz, sobamızı yakıp, çayımızı içip müşteri bekliyoruz. Hiç gelen yok. İnsanların alım gücü yok. Bir de pandemiden dolayı sokağa çıkan yok. Bunlar birleşince bu süreç bizi yüzde 100 etkiledi.” şeklinde konuştu.
‘‘İnternet satışları esnafı olumsuz etkiliyor’’
İnternet üzerinden yapılan satışlar nedeniyle de olumsuz etkilendiklerine vurgu yapan Arıkan, “İnternet üzerinden algısız, vergisiz satış yapıyorlar. Biz burada dükkan kirası, vergi, stopaj veriyoruz. Devletin bunları takip etmesi lazım. Böyle olursa müşteri de bize gelir.” dedi.
‘‘Döviz kuru arttığı için ürün tedarik edilemiyor’’
Arıkan, döviz kurundaki artışın da sektörü olumsuz etkilediğine değinerek “Döviz kuru arttığı için piyasada ürün tedarik edilemiyor. Gerçi ürün tedarik edilemiyor ama satışı da yok. Bir şekilde mal getirilebilir ama talep yok. İnsanların alım gücü yok. Hepsi birbirine zincirleme gidiyor. Doğal taşların Türkiye’ye gelişi dolar üzerinden ara malzemelerin de hepsi öyle. Türkiye de taşı delmek için uç bulmakta zorlanıyorum. Bir taşı delmek için elmas uç bulamıyorum. Bu arz talep meselesi. Taşı işleyen çok olsa talep çoğalır. Ben paramla bulamıyorum. Bir sürü zorluğumuz var.” ifadelerini kullandı.
‘‘Tüketici doğal taş konusunda yeterince bilinçli değil’’
Arıkan, tüketicilerin doğal taş konusunda bilinçli olmadığını ifade ederek şunları söyledi:
“Türkiye’de taş alanında bilinçli bir tüketici yok. Çin’den, Hindistan’dan sentetik taşlar geliyor. İnsanlar bunları internetten, AVM’lerden çok büyük paralara alıyor. Aldığı ürünlerin yüzde 80’i sentetik. Gümüşçüye, kuyumcuya, taşçıya baktığınızda da durum aynı. Müşteride bilinç yok. Gerçek doğal taş çok az var. Doğal taş satanların çoğu konuya hakim değil. Sentetik taşı doğal taş diye satıyor. Belki satan kendisi de bilmiyor. Avrupa’da kıymetli ve yarı kıymetli taşları ilkokulda öğretiyorlar. 10 yaşında Avrupalı bir çocuk bir taşın orijinal mi sahte mi olduğunu bilir ve ona sahte bir şey satmak ve kandırmak çok zordur. Türkiye’de eğitici bir şey yok. Üniversitelerde jeoloji bolümü var ama neden gemoloji bölümü yok? Avrupa’da bütün üniversitelerde gen bilimi var. Devletin bu konuya bir el atması lazım.”
‘‘Türkiye taş cenneti’’
Doğal taşların ekonomik anlamda büyük bir getirisinin olduğunu belirten Arıkan, Türkiye’de bunun değerinin bilinmediğini söyledi. Arıkan, “Hindistan’ın 2012 yılında doğal taşlardan kayıtlı 22 milyar dolar getirisi vardı. Bunu en az 75 milyar da kayıtsız satışı var ve işleyecek taş bulamıyorlar. Türkiye taş cenneti. Kimse nerede ne taş var bilmiyor. Devlet eğer bir iş yapacaksa, alsın beni kullansın. Ben bilgi vereyim. Bütün bilgimi devletle paylaşayım ama önem vermiyorlar. Doğal taşlar altın madeninden daha kıymetli. Hangi altın madeni bir yılda 100 milyar dolar getiriyor. Hindistan’ın bir yıllık geliri bu. Ben de yılların birikimi var. Doğal taş haritası çizecek yeteneğim var, taş işleme yeteneğim var ama ben kendi adıma da ülkem adına da bir şey yapamıyorum çünkü bir yol veren, yön gösteren yok. Ben de yarın bir gün bırakacağım bu işleri.”
Doğal taşların enerji boyutunun da olduğunu kaydeden Arıkan, “Doğal enerji boyutu da farklı bir boyut. Enerji boyutunda ben çok fazla bilgiye sahip değilim. Türkiye’de yazılan kitapların çoğunda da Almanlardan, bio enerji uzmanlarından alıntı yaparak yazıyorlar. Bu işi dünyada en iyi bilenler Almanlar. Taş biliminde dünyada birinci Almanlar ikinci Ruslar.” dedi.