BÜŞRA ÇİNKAYA
Muhabirimiz Seda Tolmaç, Çay Tv’de yayınlanan “Aybeniz Küzeci ile Güne Başlarken” programının konuğu oldu. Usta programcı Aybeniz Küzeci’nin sorduğu soruları yanıtlayan muhabirimiz Tolmaç, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Koronavirüs salgını sürecinde gazetecilerin çalışma koşulları ve yerel gazeteciliğin bu süreçteki öneminin konuşulduğu programda, koronavirüs salgınından ekonomik anlamda en çok etkilenen meslek gruplarından olan esnafın sorun ve beklentileri, kadına yönelen şiddet, kadın cinayetleri de ele alındı.
Gazetecilik sahada olmayı gerektiren bir meslek
Koronavirüs salgınıyla birlikte birçok insanın “evden çalışma” hayatına geçtiğini hatırlatan Tolmaç, “Tabii, bizler de bu süreçte çalışmalarımızı ağırlıklı olarak evlerimizden sürdürdük. Dönüşümlü çalışma ve esnek çalışma saatleri belirlendi ama gazetecilik sahada olmayı gerektiren bir meslek. Her ne kadar haber kaynaklarıyla çevrim içi görüşmeler de yapılsa, basın toplantıları çevrim içi platformlardan da gerçekleşse, gazeteciyseniz dışarıda, sahada olmanızı gerektiren durumlar var çünkü 2020 yılında ana gündemimiz koronavirüs salgını olsa da, yine bu yıl yaşanan toplumsal olaylar, doğal afetler, gazetecinin sahada olmasını gerektiren durumlar olarak karşımıza çıktı. Gazeteciler bu süreçte hem koronavirüs salgınına dair gelişmelere, sağlık çalışanlarının, koronavirüs hastalarının yaşadıklarına birebir tanık olup bunları aktarırken hem de toplumsal olay veya doğal afetlerde de olay yerinde olmak durumundaydı” dedi.
Dünyada 600 gazeteci koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybetti
Hem dünyada hem de Türkiye’de birçok gazetecinin koronavirüs salgınına yakalandığını ve hayatını kaybeden birçok gazeteci olduğunu ifade eden Tolmaç, “Küresel Gazeteciler Konseyi’nin raporuna göre, dünyada 20 binden fazla gazeteci koronavirüs salgınına yakalandı ve 600’ü hayatını kaybetti. Türkiye’de de 300 gazeteci koronavirüse yakalandı ve 20 gazeteci maalesef hayatını kaybetti” diye konuştu.
Koronavirüs salgınında yerel medyaya önemli görevler düştü
Koronavirüs salgınında, sürecin aktarılmasında yerel medya ve yerel medya çalışanlarına önemli görevler düştüğünü ifade eden Tolmaç, “Bu süreçte yerel medyanın güçlendiğini düşünüyorum çünkü yerel medya çalışanları, koronavirüs salgını sürecinde kendi bölgelerinde yaşananların birebir tanığı oldu. Yerel medya çalışanları kendi bölgelerinde gerek sağlık çalışanlarının yaşadıklarının, koronavirüs sürecinin o bölgedeki insanlara etkisinin, o bölgede iş yapan esnafın durumunun ilk tanığı oldular ve tüm bunları haberlerine yansıttılar. Bu anlamda koronavirüs salgınında yaşananları kendi bölgelerinde en iyi şekilde anlatanların yerel medya çalışanları olduğunu düşünüyorum” dedi.
Esnafın beklentisi belli bir miktarda hibe almaktı
Koronavirüs sürecinde esnafın yaşadığı sorunlar ve süreçten beklentisine dair değerlendirmelerde de bulunan Tolmaç, “Biz yerel medya çalışanları olarak bulunduğumuz bölgelerde esnafın yaşadıklarının birebir tanığı oluyoruz. Koronavirüs salgını tüm dünyada birçok sektörü etkiledi. Türkiye’de de birçok sektör ekonomik anlamda bu süreçten olumsuz etkilendi. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Ankara’da da bu süreçten ekonomik anlamda olumsuz etkilenenlerden biri esnaflar oldu. Koronavirüsün Türkiye’de görülmeye başladığı mart ayından itibaren birçok dükkân yaklaşık 3 ay kapalı kaldı. Esnaf, bu süreçte iş yapamamaktan şikayet etti. Tabii, bu süreçte devletin verdiği krediden yararlanan esnaflar da oldu. Daha önce borcu olup verilen krediden yararlanamayan esnaflar da vardı. Kredi alan esnaf ise, ödeme günü geldiğinde salgın devam ettiğini ve halihazırda işlerinde düşüş yaşandığını dile getirerek, bu kredileri ödemekte zorlandıklarını söyledi. Yine salgının yayılımını önlemek için kasım ayının sonlarında alınan hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması da esnafın işlerinde yarıya yakın bir düşüşe neden oldu. Yine bu süreçte esnafa bin liralık kira yardımı da yapıldı ve çoğu esnaf bu yardımın kendileri için bir can suyu olduğunu belirtti. Bunun yanında kira yardımında eşitsizlik olduğunu düşünen esnaflar da var çünkü kişinin kira yardımı alabilmesi için ‘büyükşehir belediye sınırları içinde kira bedeli toplamının 9 bin lirayı aşmaması…’ koşulu var. Bu nedenle kira yardımından yararlanamadığını söyleyen esnaflar da oldu. Aslında esnafın koronavirüs salgınından azalan işlerini toparlamak için beklentisi, belli bir miktarda hibe almaktı çünkü esnaf kredi aldıkça, borcu borçla kapattığını ve aldığı kredileri geri ödemekte zorlandığını dile getiriyor.”
2020 yılında 300 kadın öldürüldü
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine dair de değerlendirmelerde bulunan Tolmaç, “2020 yılında her ne kadar koronavirüs salgını bizim ana gündemimizi oluştursa da, kadına yönelen şiddet, kadın cinayetleri de ana gündemimiz oldu maalesef. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna göre; 2020 yılında 300 kadın öldürüldü. Kadın cinayetlerinde 2015- 2019 yıllarında ciddi bir artış yaşandı. 2019 yılında 474 kadın öldürüldü mesela ve yine yapılan araştırmalara göre; kadınların birçoğu evli olduğu erkekler tarafından öldürüldü. Bunun yanında birlikte yaşadığı erkek, boşanmak istediği erkek, babası, akrabası, oğlu tarafından öldürülen kadınların oranı da oldukça fazla” dedi.
Yapılan araştırmalara göre şiddete ya da tacize uğrayan kadınların beyanlarının çoğunlukla doğru olduğu ortaya konulmuştur
Son dönemde tartışılan İstanbul Sözleşmesi’ne de değinen Tolmaç, “İstanbul Sözleşmesi oldukça tartışılıyor. Sözleşmede yer alan ‘Kadının Beyanı Esastır’ maddesi de tartışma konusu oluyor. ‘Kadının söylediği her şey doğru mu kabul edilecek?’ deniyor ama bu maddeyle bahsedilen şiddete ya da tacize uğrayan kadınların beyanının doğru kabul edilerek soruşturulmasıdır. Yapılan soruşturma sonucunda kadının verdiği beyanın doğru olup olmadığı ortaya konulacaktır, zaten yapılan araştırmalara göre de şiddete ya da tacize uğrayan kadınların verdikleri beyanların çoğunlukla doğru olduğu ortaya konulmuş. Beyan veren kadınların sadece yüzde 2’sinin beyanlarının doğru olmadığı belirtilmiştir” diye konuştu.