Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati, Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) 21. Olağan Genel Kurulu’nun açılışında yaptığı konuşmada, TKBB’nin, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin kalkınmasında ve büyümesinde insan merkezli bir yaklaşımla önemli roller üstlendiğini, bu rollerin hem sayısının hem de öneminin her geçen gün giderek arttığını belirtti.
Türkiye’de katılım finansın mazisinin, ülkede finansal anlamda serbestleşme adımlarının atıldığı 1980’lerin ilk yıllarına kadar uzandığını anımsatan Nebati, o tarihlerde atılan tohumların, bugün serpilip büyüyerek ülkenin ihtiyaç duyduğu finansmanı kesintisiz sunabilen güçlü finansal kuruluşlara dönüştüklerini görmenin kendilerine büyük bir mutluluk verdiğini söyledi.
Nebati, 2001 yılında Özel Finans Kurumları Birliği adıyla kurulan söz konusu birliğin, 2005 yılında Türkiye’nin gelişen ekonomisine ve ihtiyaç duyduğu sağlam finans sektörüne yanıt vermek amacıyla hayata geçirdikleri 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde bugünkü adı olan” Türkiye Katılım Bankaları Birliği” adını aldığını hatırlattı. -“(Turizm) Mayısta İstanbul’da çok farklı bir rakama ve orana ulaşmış durumdayız”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, küresel salgınla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşerek dünya çapında yaygınlaşan birçok sorun nedeniyle tüm zamanların en sıkıntılı dönemlerinden birinden geçildiğini, enerji başta olmak üzere artan emtia fiyatları, tedarik zincirlerindeki aksamalar ve yüksek taşımacılık maliyetlerinin tüm dünyada enflasyonun rekor seviyelere ulaşmasına neden olduğunu, 2022 yılının bu tartışmalarla geçeceğini, bu konuların Türkiye ve dünyanın gündeminde daha fazla olacağını söyledi.
Tüm dünyanın, son 40 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Nebati, “Örneğin, İspanya’da üretici fiyat artışları 1,5 yıl içinde yıllık bazda negatif seviyelerden yüzde 40’ın üzerine ulaşmış vaziyette.” dedi.
Nebati, bu küresel gelişmelerin neden olduğu üretim maliyetlerindeki artışlar karşısında, kaynakları etkin ve çözüm odaklı bir yaklaşımla kullandıklarını ve maruz kalınan maliyetleri önemli ölçüde sübvanse ettiklerini vurgulayarak, “2021 yılında yüzde 36 ve 2022 yılı ocak-mart döneminde yüzde 28 oranında sübvansiyon sağladık. Sanayicilerimizi destekliyoruz. Hanehalkının kullandığı doğal gaza da yüzde 78 oranında destek sağlamaya devam ediyoruz.” diye konuştu.
Ekonominin son 2 yılda gösterdiği büyük başarının tüm dünya tarafından takdir edildiğini aktaran Nebati, “Mevcut küresel olumsuzluklara rağmen ülkemiz büyümeye devam ediyor. Öncü göstergeler bu yılın ilk çeyreğinde güçlü ve dengeli büyüme eğiliminin sürdüğünü gösteriyor. Sanayi üretimimiz, 2022’nin ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 10,2 oranında artış gösterdi. İhracatta her ay rekor üzerine rekor kırıyoruz. Nisan ayında gerçekleştirdiğimiz 23,4 milyar dolarlık ihracat ile tüm zamanların aylık ihracat rekorunu kırdık. Bu ayda enerji hariç ihracatımız ithalatımızı geçmiş durumda.” ifadelerini kullandı.
Nebati, gelecek dönemde iyi bir turizm sezonu geçirmeyi öngördüklerini belirterek, “Nisan ayı gerek Akdeniz gerekse İstanbul’da çok iyi geçti. Mayıs ayında İstanbul’da çok farklı bir rakama ve orana ulaşmış durumdayız ki salgın öncesi dönemi de geçti.” dedi.
“Şimdiki hedefimiz enflasyonun ana sebeplerinden biri olan beklentileri düzeltmektir”
Mart ayı itibarıyla toplam istihdamın yaklaşık 30 milyonu geçtiğini bildiren Nebati, ekonominin ürettiğini, ihraç ettiğini, istihdam oluşturduğunu ve daha da önemlisi bunu gerçekleştirirken organik ve sürdürülebilir bir büyüme ortaya koyduğunu söyledi.
Nebati, tüm bunları, makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirerek yüksek katma değerli yatırımları teşvik edecek şekilde tasarladıkları ve odağında üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı artırmak olan Türkiye Ekonomi Modeli ile başardıklarını vurguladı.
Makroekonomik hedeflere ulaşmakta finansal istikrarın öneminin de farkında olduklarını aktaran Nebati, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl aralık ayında döviz kurlarında gözlemlediğimiz piyasa gerçekliğini yansıtmayan fiyat oluşumunu, uygulamaya aldığımız Kur Korumalı Mevduat ve Katılım Hesabı (KKM) ve destekleyici alternatif enstrümanlarla bertaraf ettik. Böylece enflasyonun önemli bir belirleyicisi olan döviz kurlarındaki fiyat dalgalanmalarını büyük oranda dengeledik. Şimdiki hedefimiz, enflasyonun ana sebeplerinden biri olan beklentileri düzeltmektir. Enflasyon ataletini ve beklentilerini el ele vererek, birlikte adımlar atarak, elimizi taşın altına koyarak halledeceğiz.”
Nebati, ilgili sektör kuruluşlarıyla toplantılar yaptıklarını, rakamları önlerine koyduklarını anımsatarak, “Türkiye’deki gelişmeyi, büyümeyi gelişmeyi önlerine koyuyoruz. Sektörlerin nereden nereye geldiğini ortaya koyan verileri paylaşıyoruz. Kısa dönem karlılığı üzerinden birtakım hesaplarla ülke ve dünya gerçeklerindeki sıkıntıları kendilerine bir fayda oluşturmak adıyla çalışanların verilerini ortaya koyuyoruz, paylaşıyoruz ve diyoruz ki ‘bu ülke hepimizin, bu ülkede hepimiz yaşıyoruz, bu ülkede hepimiz birlikte kazanıyoruz.’” dedi.
Kar maksimizasyonunu fahiş hale dönüştürecek ve bundan kısa dönem içerisinde hızlı şekilde birtakım katkıları fazla getirecek fahiş uygulamalara net olarak karşı durduklarını ortaya koyduklarını belirten Nebati, “Bir çabamız var. Bu çabamız, enflasyonun Türkiye’de mutlak suretle kontrol altına alınması ve hedeflerimiz doğrultusunda ilerlemesidir. Bunu yapacağız, bizimle birlikte olanlarla birlikte yapacağız. Biz birlikte olmaktan mutlak suretle bereketin hasıl olduğuna inananlarız. Bu işi başaracağız. Yanlış yapanın üstüne de gideceğiz. Şu andaki enflasyonun bu rakamlara gelmesinde, son dönemde en önemli etken beklentiler haline dönüşmüştür. Bu beklentileri hep beraber kıracağız inşallah.” diye konuştu.
“Enflasyonla mücadele konusunda hassas ve kararlıyız”
Bakan Nebati, enflasyonla mücadele konusunda hassas ve kararlı olduklarını vurguladı.
Büyük ölçüde beklentilerdeki bozulmalardan ve dışsal faktörlerden kaynaklanan fiyat artışlarının vatandaşlara asgari düzeyde yansımasına yönelik adımları aralıksız attıklarını ifade eden Nebati, şunları kaydetti:
“Doğrudan tüketici fiyatlarına etki eden adımlarımızdan bazıları gıda ürünlerinde, temel ihtiyaç maddelerinde ve tarımsal sulama ile meskenlerde kullanılan elektrikte yaptığımız KDV indirimleridir. Ayrıca, enflasyonun ardındaki yapısal faktörlere ilişkin çalışmalarımızı Fiyat İstikrarı Komitesi çatısı altında sürdürüyoruz. Bu kapsamda, üreticilerin üzerindeki maliyet artışı baskılarını azaltmak amacıyla çiğ süt, buğday, yem, gübre gibi temel girdilere ilişkin politikalar geliştiriyor, destekler sağlıyoruz. Enflasyonist ortamdan şahsi menfaatler sağlamaya çalışan fırsatçıların fahiş fiyat uygulamalarına ve stokçuluğa karşı mücadelemizi de kararlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürüyoruz.” AA