ESRA SARI
Son yıllarda çölyak hasta sayısının giderek artış gösterdiğini dile getiren Glutensiz Beslenme ve Gıda Kontrol Derneği Başkanı Mehmet Tanrıseven, çölyak hastalığının ciddiye alınması gereken bir rahatsızlık olduğunu söyledi.
14 yaşındaki kızının çölyak hastası olduğunu belirten Tanrıseven, çölyak rahatsızlığına dikkat çekerek, “Çölyak hastaları, çölyak hastalığıyla tanışılan ilk dönemde bir zorlanma süreci genelde yaşanıyor. Hastalığı kabul ettikten sonra süreç çok daha kolay ilerliyor. İlk 3 ay çok önemli. Hastalıkla tanıştıktan sonra yaşam tarzınızı değiştiriyorsunuz. Çölyak hastası, hastalığa uyum sağlarsa hayatı daha da kolaylaşır.” dedi.
Tanrıseven, çölyak hastalığı konusunda toplumu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gerektiğini aktardı.
Çölyak hastalığının belirtileri kişiden kişiye değişiyor
Buğday, arpa ve çavdar gibi tahılların içerisinde bulunan “gluten” isimli proteinin çölyak hastalığına neden olduğunu belirten Tanrıseven, çölyak hastalığının belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterdiğine dikkat çekti. Tanrıseven, şöyle konuştu: “Çölyak hastalığı; bazen ishal, karında şişkinlik, anoreksiya, kilo kaybı ya da kilo alamama gibi şikâyetlere neden olurken bazen de karın ağrısı, kusma, kabızlık gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Çölyak hastalığı aslında birçok rahatsızlığa neden olabilir. Çölyak hastaları diyabet (halk arasında bilinen ismi şeker hastalığı) riski ile karşı karşıya. Bunun yanı sıra kanser rahatsızlıkları da ortaya çıkabilir. Çölyak hastalığı ölüme bile neden olabilir. Bu yüzden çölyak hastası bir birey diyetini kesinlikle aksatmamalı.”
Tanrıseven, poğaça, simit ve lahmacun gibi içeriğinde glüten olmayan besinleri yıllarca tüketemeyen çölyak hastaları olduğuna dikkat çekti. Tanrıseven, çölyak hastalarının tüketebileceği besinlere ilişkin şu bilgileri verdi: “Çölyak hastaları sebze-meyve ve kırmızı – beyaz etleri ( et, balık, tavuk gibi ) gönül rahatlığıyla tüketilebilir. Bu ürünlerin tüketiminin hiçbirinde sıkıntı yok. Sadece arpa, çavdar ve buğday gibi ürünler tüketilemiyor. ‘Gluten free’ ibaresi olan paketli ürünler de tüketilebiliyor.”
Ülkemizde makarna, ekmek ve pilav gibi karbonhidratların çok sevilerek tüketildiğini anımsatan Tanrıseven, “Çölyak hastaları istedikleri gibi ekmek, makarna ya da pilav tüketemiyor. Evet, tüketebilecekleri gıdalar var ama çok zorlanıyorlar.” dedi.
Çapraz bulaşma sorunu
Çölyak hastalarının en büyük sıkıntılarından birinin ‘çapraz bulaşma’ olduğunu belirten Tanrıseven, bu konuya ilişkin şunları söyledi: “Glutensiz diyetin yönetilmesi gereken en zor kısmı çapraz bulaşma sorunudur. Bu sorun çölyak hastalarının hayatlarını zorlaştırıyor. Çölyak hastaları çapraz bulaşma sorunu yüzünden çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Çapraz bulaşma; glütensiz bir gıda veya gıda ürününün glüten içeren bir maddeye veya gıdaya maruz kalarak çölyak hastaları için kullanılamaz duruma gelmesidir. Çapraz bulaşma evde, restoranlarda ve diğer yiyecek servisi yerlerinde gerçekleşebilir. ”
6 yıldır çölyak hastalarına ödenen para artmıyor
Tanrıseven, çölyak hastalarının bir diğer en büyük sorununun ise Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) çölyak hastalarına her ay yapılan ödemelerin 6 yıldır artırmaması olduğunu vurguladı. Tanrıseven, sözlerine şöyle devam etti: “SGK’dan çölyak hastalarına her ay belli bir ücret ödeniyor. Yaş gruplarına göre ödenen ücret ise değişiyor. 0-5 yaş aralığındaki çölyak hastasına 78, 5-15 yaş arası 120, 15 yaşın üstüne ise 108 lira ödeniyor. Ama bu ücretler 6 yıldır aynı maalesef ülkemizde glütensiz ürünler çok pahalı. Çölyak hastalarına verilen paralar 1 haftalık pazar parası değil.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin ücra ilçelerinde çölyak hastalarının glütensiz ürünlere ulaşmada büyük sıkıntılar yaşadığını kaydeden Tanrıseven, çölyaklı bireylerin yaşam standartlarının yükseltilmesi gerektiğini dile getirerek, sözlerini tamamladı.